Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden çekilişi, ardı ardına gelen ve mağlubiyetlerle sonuçlanan savaşlar neticesinde olmuştur. İtalya ile yapılan Trablusgarp Savaşı’ndan sonra başlayan Balkan Savaşları 1913 yılının sonlarında bitmiş ve hemen ertesi sene girilen Büyük Cihan Harbi ile de Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir. Osmanlı Devleti’nin yüzyıllar boyunca hâkimiyeti altında bulundurduğu topraklarda yeni kurulan dört devlet (Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ) ile yapılan 1912 – 1913 Balkan Savaşları ile ilgili yorumların çoğunda felaket, utanç, kara leke gibi ifadeler yer almıştır. Söz konusu dört küçük devlet karşısında alınan mağlubiyetler bu yorumları belki haklı çıkartabilir; ancak Balkan Savaşları esnasında Edirne, İşkodra ve Yanya’da kahramanlık olarak nitelendirilebilecek başarılara da imza atılmıştır. Bu dönemde Edirne, her türlü imkansızlığa rağmen Bulgar ve Sırp saldırılarına karşı uzun bir müddet kendini savunabilmiştir. Edirne, savaş sırasında Osmanlı müdafaasının sembolü haline geldiği gibi, mütareke dönemi ile kesin barış sürecinde de en önemli müzakere konularında biri olmuş hatta yaşanan Bâb-ı Âlî Baskını’nda da en mühim nedeni teşkil etmiştir. Bu çalışmada Edirne’nin Balkan Savaşları sırasındaki durumu, Mehmed Şükrü Paşa önderliğinde Türk askerinin ve halkının göstermiş olduğu kahramanca direniş ve Edirne Müdafaası’nın Balkan Savaşları’nın gidişatına ve Osmanlı siyasal hayatına yapmış olduğu etkiler ortaya konmaya çalışılmıştır.